Karbonhidratlar ve Kan Şekeri
Günümüz dünyasında hız, pratiklik ve kolay ulaşılabilirlik yaşamın merkezinde. Ancak bu hızlı tempo, beraberinde sağlıksız beslenme alışkanlıklarını da getiriyor. Özellikle gizli şeker tüketimi, modern çağın en büyük sağlık sorunlarından biri haline gelmiş durumda.
Tatlılara, çikolatalara ya da pastalara baktığımızda şeker görmek kolaydır. Fakat asıl tehlike; farkında olmadan aldığımız gizli şekerler ve hızlı karbonhidratlardır. Hazır soslar, kahvaltılık gevrekler, ekmek, içecekler ve hatta “sağlıklı” olarak pazarlanan birçok üründe yüksek oranda şeker bulunur veya hızla kana karışarak ani kan şekeri yükselişlerine yol açar.

Diyette tüketilen karbonhidratların kalitesi ve miktarı, yalnızca enerji yoğunluğu açısından değil, aynı zamanda yağlanma ve açlık üzerinde de belirleyici rol oynar (Malhotra ve ark., 2015).
Karbonhidratların sindirilme hızı, glisemik indeks (GI) ile ifade edilir:
Hızlı karbonhidratlara örnek olarak, rafine nişastaların kan şekeri üzerindeki etkisi, aynı gram şekerden iki kat fazladır. Buna karşılık, düşük GI’lı diyetler kan şekerinde dalgalanmaları azaltır, lipid profilini iyileştirir ve insülin direncine karşı olumlu etki gösterir (Elliott, 2010; Goff, 2013; Ojo, 2018).

Sonuç olarak, düşük GI besinler, GI’ı düşürmeye yardımcı takviyeler ve düzenli egzersiz, sağlıklı kan şekeri seviyelerinin korunmasına katkıda bulunur.